Sayfalar

www.mabutuner.com

17.11.2010

REFLEKS

Geçmişten ders almak... işi zorlaştıran bu işte. Tecrübeler ve ders çıkarmalar sadece geçmişle ilgili, gelecek çıkarılacak derslerle ve edinilecek tecrübelerle dolu ve onların neler oldukları ne yazık ki bilinmiyor.

Dünyanın en zor işlerinden biri de başkalarının tecrübelerinden ve derslerinden yararlanmak... Başarabilen var mı! Ben hiçbir zaman bu değerlendirmeyi yapabilecek kadar akıllı olamadım. "Ben o kadar akıllıyım." diyebileceğini düşünen varsa bulunduğu noktaya bakmadan bunu söylemesin...

Yaşananlar başka başka insanlar tarafından defalarca yaşanıyor. Aslında hepimiz bir kişiyiz: İnsanlık... ve ne yazık ki... hayat uzun soluklu bir refleks.

8.11.2010

ESKİ BİR GÜNLÜKTEN


21.05.2006
Müthiş sıcak bir gün. Deniz serinliğinden muaf tutulmuş bir kıyı şehri. Şehir mi, değil mi tartışılır. Düzensiz bir yapılaşma. İki koldan limanlarca kucaklanmış geniş bir kıyı şeridi tankerlerin, şileplerin eksik etmedikleri mazotlarla ve pis, yeşil deniz yosunlarıyla kaplanmış. Denizin pisliğine inat boylu boyunca uzanan şehri sırtlamış tepeler; yemyeşil, geniş bir yürüyüş parkuru, parklar, bahçeler.
Gençler erkeklerden ibaret. Kızlar genelde liseli, bir iki tane üniversite yaşında ama üniversiteye gitmemiş; erkekler ise büyük olasılıkla seneye vatani görevlerini yapacaklar. Şehirde üniversite olmadığından esas gençlik başka şehirlerde.
Pazar günü çarşı yarı yarıya kapalı ve bu sayede fazla kalabalığı yok, hatta yer yer tenha. İnsanların çoğu lise mezunu görünümlü. Böyle bir sınıflama doğru mu, yanlış mı, bilemiyorum; ancak gerçek bu. Eğitimli, donanımlı insan havasında birine rastlamak tesadüflere bağlı.
Bu şehirde kafe ya da kafeterya denilen yerler kahvehanenin zenginleştirilmişi gibi duruyor. Hemen hepsinde okey, tavla, kağıt oyunları oynanıyor.

1.11.2010

ASKERDEN KALANLAR

Askerliğimi Karadeniz Ereğli Askerlik Şubesi'nde, Şube Çavuşu olarak, kısa dönem yapmıştım. İşte o dönemden kalan üç parça hatıra...

1. Künye: İki adet metal plaka ve bir adet zincirden teşekkül. Üstünde adım soyadım, memleketim, devrem ve kan grubum yazılı.

2. Kurşun: Gece şube önünde nöbet turu atarken üstümüzden geçip şube binası girişindeki levhaya çarpıp seken düğün kurşunu. Kafama gelse düğün kurşunuyla şehit olmuş ilk asker olurdum herhalde.

3. İsimlik: Askeri kıyafetimin göğsüne yapıştırdığım, kalın kumaş üzerine yazılış, arkası cırtcırtlı soyadım.



Askerliğimden somut olarak kalanlar bunlar. Komutanlarımın hoşgörüve iyi niyetleri buraya sığmaz. Ve tabii ki şube çalışanları... Hepsine selam duruyorum!