Sayfalar

www.mabutuner.com

29.02.2012

DON GIOVANNI İLE RÖPORTAJ - 1. BÖLÜM


Kimsenin cesaret edemediğine cesaret ederek Don Giovanni ile bir röportaj yapmak için şatosunun kapısına kadar gittim. Şato dedimse, şato anlayışı da biraz değişmiş doğal olarak. Girişte nöbetçiler filan yok mesela; zil var, basıyorsunuz Don Giovanni’nin uşağı Leporello diyafondan “Kim o?” diyor. Siz de Türk olduğunuz belli olsun diye “Benim.” diyorsunuz…

Röportaj iki bölümden oluşuyor. Önce magazin ağırlıklı 1. Bölüm’ü yayımlıyorum. Nispeten derinliği olan 2. Bölüm’ü daha sonra yayımlayacağım.


1. Bölüm

devamını yeni sayfamda bulabilirsiniz: www.mabutuner.com

27.02.2012

Rumeli Hisarı'nda Büyüleyen Fantastik Gösteri!

Daha önce Galata Kulesi'nde yaptığı project mapping ile dikkatleri üzerine çeken 8x4, yeni ürünleri olan Beauty ve Beast için bu sefer de Rumeli Hisarı'nda görkemli bir project mapping uygulaması yapmış. Fantastik gösteriye, hepimizin yakından bildiği Güzel ve Çirkin masalı ilham vermiş. Birbirine kavuşamayan iki aşığın kötü niyetli ejderhaya karşı olan savaşı konu edilmiş. Ejderha masalın sonunda 8x4'ün yeni kokularına yenik düşüyor ve aşıklar kavuşuyor.

Bu arada söylemeden edemeyeceğim; 8x4 gerçekten de hoş ve güçlü kokulara sahip... Deodorant özelliğinin yanında bir parfüm gibi de rahatlıkla kullanılabilir. Gösteriyi Rumeli Hisarı'nda seyredemeyenler için aşağıda paylaşıyorum.

8x4 dünyasını Facebook'tan takip etmek isteyenler; http://www.facebook.com/8x4Turkiye


Bir bumads advertorial içeriğidir.

24.02.2012

MACBETH OPERASI SAHNESİ ÜZERİNE

Ankara'da sahnelenen Macbeth Operası'nın sahne tasarımını beğenmediğimi son derece kaba bir üslupla dile getirmiş ve sonra...


Macbeth sahnesini tekrar gözden geçirme ihtiyacı hissettim, üşenmedim, erinmedim, tekrar gittim ve şu sonuca vardım: Sahne kötü. Fikrimde bir değişiklik olmadı.


devamını yeni sayfamda bulabilirsiniz: www.mabutuner.com

BUNU BÂRİ YAPMAYIN

Bu ne arkadaş!.. O çiçek ne lan!... Allahınız yok mu! Bunu bâri yapmayın!.. Clint'e uzanan eller kırılsın, kanun yıkılsın.

23.02.2012

MACBETH ÜZERİNE BİR DENEME

Derim ki her insan hem kadındır hem erkek
Bu gizemli çizgiyi iyi bilmek gerek.
Kadın dediğin duygular ve ihtiras,
Erkek ise akıl ve kas.

Macbeth zafer mevsiminde sarhoş…

Daha yeni almışken Glamis Beyliği’ni
Bu zaferler yenilerin habercisi değil mi?
Kim yendi Norveç Kral’ı ve Cawdor Beyi’ni!*



devamını yeni sayfamda bulabilirsiniz: www.mabutuner.com

22.02.2012

BATMAN İLE NEŞELENELİM

Köpekbalığına tekme tokat dalan Batman... Olmadı mı! O zaman köpekbalığına böcek muamelesi. Okyanus İçin Kovucu Yarasa Spreyi'ne dikkatinizi çekerim. Çok lazım oluyor ki dört tane var.


7.02.2012

DİNAZORLAR, İSTANBUL VE GERÇEKLER

Yeğenlerim Mert(6) ve Ege(4) ile yaptığım uzun soluklu sohbetten kısa bir bölümü buraya aktarıyorum.

Ufaklığın yıkıldığı an!


3.02.2012

ÖZSOY QUARTET - 31.01.2012

31 Ocak 2012... Karakışa yenilmeden Operet Sahnesi'ne son dakika golü şeklinde ulaştım; oturdum, ışıklar kısıldı...

Özsoy Quartet*... Kadro: 1.Keman Aslı Özsoy Körner, Viyola Ercan Gören, 2.Keman Ceren Türkmenoğlu, Viyolonsel Demet Kıyıcı.

Bedrich Smetana'dan From My Life ve Franz Schubert'ten Der Tod und das Maedchen yorumlandı. Bir ekibin uyumu bakışlarda gizlidir. Müzik estetiği konusunda bir yorum yapacak yetenekte olmadığımı biliyorsunuz sanırım. Çok keyif aldım, hepsi bu. (Sanatın her alanına ilgi duyup hiçbir alanında yeteneğim olmadığını bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum.)

Açıkçası Smetana'yı ilk kez dinledim.

Franz Schubert'in (1797-1828) Der Tod und das Maedchen'i oda müziğinin ağa babalarından sayılıyor. (O nasıl klasik müzik tanımıysa artık!) Schubert ciddi bir rahatsızlığa yakalandıktan sonra ölümü fark etmiş ve eser üzerine çalışmaya başlamış. Adını Alman şair Matthias Claudius'un sözlerini yazdığı, Schubert'in 1817 yılında bestelediği aynı adlı lied'inden almış. 29 Ocak 1824'te** tenor Joseph Barth'ın evinde, Schubert'in de ara ara viyola ile eşlik ettiği ve düzeltmeler yaptığı, özel bir sunum gerçekleştirilmiş. Ve ancak Schubert'in ölümünden üç yıl sonra 1831'de yayınlanmış. Bu gecikmeye muhtemel gerekçe olarak Milord Falstaff'ın*** olumsuz görüşleri gösteriliyor.

İnsan  gerçek anlamda ölümle yüzleştiğinde çok başka duygular hissediyor olsa gerek. Schubert'te böyle bir sanat eseri olarak kendini gösteren hisler kim bilir bizlerde ne şekilde tezahür edecek.

Bir de şu var, Allah viyolonseli icat edenden gani gani razı olsun. Hastasıyım. Arkadaşlar "Mevsimdendir." diyorlar; ama değil, viyolonselden.



*Özsoy Dörtlüsü 1954 yılında İlhan Özsoy, Ersan Alper, Ruşen Güneş, Aziz Gürerk kadrosuyla hayata geçti. Merhum konsertmeister, keman sanatçısı İlhan Özsoy'un adını yaşatmak için 2002'den bu yana DOB üyeleri tarafından Özsoy Quartet olarak çalışmalarını sürdürüyor. (programdan)
**Konserin 31 Ocak 2012'de olduğu düşünülürse eserin 188. doğum gününü kutlamış olduk.
***Millord Falstaff fazla kilolarından ötürü Schuppanzigh Quartet'in birinci kemanı Ignaz Schuppanzigh'a Beethoven'in taktığı lakab.

Resim: Der Tod und das Maedchen. Hans Baldung Grien'in yağlı boya çalışması. Rönesans döneminin önemli motiflerinden biri.

2.02.2012

"HALICI KIZ" ARANIYOR

1953 yapımı Halıcı Kız Muhsin Ertuğrul'un son filmi, daha doğrusu sinemada beklediği ilgiyi görmediği için, hatta yuhalandığı için Muhsin Ertuğrul'u sinemaya küstüren film. Aynı zamanda renkli uzun metrajlı ve sponsorla çekilmiş ilk Türk filmi. Besteci Ferit Alnar* tarafından bestelenen film müziklerine özellikle dikkat etmenizi tavsiye ediyorum.

devamını yeni sayfamda bulabilirsiniz: www.mabutuner.com

1.02.2012

HÜRRİYET'İN TARAFLI HABERCİLİĞİ VE SANSÜRCÜ ZİHNİYETİ

Haber başlığı aynen şöyle: FİFA Şikede Devrede

(Dikkat: Yazının özgün linki şu şekilde: http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/19811499.asp ; ancak yazı hiçbir yorum eklenmeden istifalardan sonra siteden kaldırılmış. Hürriyet'in arama çubuğunda 'FIFA' diye aradığınızda üçüncü başlıkta çıkıyor.)

Haberin giriş yazısı şu şekilde kaleme alınmış:
"Türkiye'deki şike ve teşvik soruşturmasına, sonunda FİFA da müdahale etti."
Dikkatinizi çekerim 'müdahale etti' diyor. Ve uyduruk, durumu vahim göstermeye çalışan bölümlerinden sonra yazıda şu ifade yer alıyor: 
Genel Sekreter Valcke dün akşam saatlerinde federasyona ulaşan yazısında, “Son aylarda Türkiye’de şike konusunda yaşanan gelişmeler FIFA Başkanı Sepp Blatter tarafından da dikkatle takip edilmektedir. Şike ve teşvik ile ilgili FIFA’nın bugüne dek izlediği politika malumunuzdur. Ülkenizdeki soruşturma ve federasyonunuzun aldığı kararlar hakkında en kısa sürede tarafımıza bilgi verilmesi gerektiğini bildirmek istiyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Bilgilendirme zaten şart. Bu kurumların çatısı altında müsabakalara katılıyorsunuz, FİFA ve UEFA'nın bilgilendirilmemesi gibi bir durum düşünülebilir mi? Bundan daha doğal ne var!

Ve yazının içeriğini abartabilmek adına aşağıdaki -içeriği boş ve cümle yapısı bozuk olan- şu paragraf kullanılıyor:
FIFA Genel sekreteri Valcke’nin gönderdiği yazı Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu’nda ele alınacak. Edinilen bilgiye göre, şike incelemesinin ardından, eyleme adı karışan kulüp ve şahısların savunmalarının alınacağı ve mevcut talimatlara göre öngörülen cezaların uygulanmasıyla ilgili garanti verilecek.
En son bölümde ise öznesi anlaşılmayan, her cümlenin sonuna 'Kim tarafından?' sorusunun eklenebileceği ve tamamen olayları abartmak amaçlı kaleme alınmış şu ifadeler yer alıyor.
...milli takımlar düzeyindeki organizasyonların tehlikeye girebileceği şeklinde algılandı.
...Türk futbolu adına büyük bir tehlike olarak nitelendirildi.
...incelemenin kaderini de etkileyebileceği vurgulandı.
Ben de saat 15:06'da şu yorumumu yolladım:
Müdahale etmiyor, bilgi talep ediyor. Haberi çarpıtmadan verin lütfen.
Tabii ki yorumum yayımlanmadı... Hürriyet çok rezil habercilik yapıyorsun. Yazık sana!